13th Aralık, 2014 | by Ozan İlginoğlu
0Türkiye’de halkla ilişkiler deyince ne anlaşılıyor?
Bir mesleğin değeri ona verdiğin önem ile doğru orantılı… Mesela, hiç bir avukattan ya da doktordan bizim iş çok kolay herkes yapar lafını duyamazsınız. Hem yaptıkları işin zorluğundan hem de işlerine verdikleri değerden kaynaklıdır. Ama bir medya çalışanından aynı lafı duyamazsınız…
“Ya sizin işler çok zevkli bende yapabilir miyim” diye soran birine “Aman ne olacak ben yapıyorum sen de yaparsın” dersen bırak mesleğine, önce sana saygı duyan birini bulamazsın. Son 15 yıldır iletişim sektörünün tam olarak yaptığı bu!
Her gün kendi yaptığımız işi aşağılayarak, bayağılaştırarak yerlere düşürdük. Bir de devlet bir ucundan medya işlerine el atınca tamamen kolay başka bir şeye dönüştü. Bu kanıya nereden ve nasıl mı vardım. Anlatayım!
Bu alanda çalışan, emek veren Erdal Edoğdu blogunda, “Halkın Gözünden Halkla İlişkiler Mesleği” diye bir yazı paylaşmış. Tam da düşündüklerimin birebir halkın gözünde yansıması olmuş.
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri atölye dersi için “sizce Halkla İlişkiler mesleği nedir?” diye halka sormuş. Verilen cevaplar bir mesleğin önce meslektaşlarımız tarafından sonra da devlet tarafından nasıl yıpratıldığının bir cevabı olmuş.
Cevap verenlerin çoğu sekreterlik (ön büro) ile halkla ilişkiler mesleğini aynı kefeye koymuş, çünkü hastanelerimizde kapıdan girer girmez sizi bu bölüm karşılar. Ve o birimin üstünde kocaman halkla ilişkiler yazar. Hangi doktora gideceğini, nereden başvuru yapacağını bu arkadaşlar söyler. Yalnız bu arkadaşların yaptığı danışmalık, ön büro işidir. İşte devletin anladığı meslek budur.
Ve diğer özel sektör halkla ilişkiler anlayışı… Güzel kızların telefonlara baktığı, şirketin görüşmelerini yaptığı birim. Şöyle etrafa bakın şirketlere, nerede çalışıyorsun diye sorun bu tarif ettiğim kişilere, cevap halkla ilişkiler olacak. Peki Betül Mardin, Alaeddin Asna gibi duayenler yıllardır mesleği böyle mi tarif ediyor!
Yine Vikipedi’den yola çıkarak soruyorum. Bizlerin Halkla İlişkiler, yabancıların Public Relations dediği bu iş nedir?
Bir işletmenin, kurumun ya da örgütün bağlantı kurduğu ya da kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli ve örgütlenmiş bir yönetim fonksiyonudur. Temelinde ikna, retorik, algı kavramları yatmaktadır. Kısa tanımıyla, kurumların kitlelerle iletişim kurmak amacıyla yürüttükleri, pro-aktif ve re-aktif olarak sürdürülebilen, kamu yararı esas alınarak devam ettirilen düzenli faaliyetlerdir. Bilinen adıyla “PR” olarak ifade edilmektedir.
Yani mesleğin başındaki halk tabiri ile gerçek halk dışında şirketler, örgütler, STK’lar, devlet vb. gibi kurumlar da giriyor! Peki bunun ne kadarını devlet kurumları ve özel sektör biliyor?
Ya da bu sektörde çalışan, bir gecede işe alınıp sen halkla ilişkiler müdürümüzsün denilen kaç kişi biliyor?
Bir mesleğin değerini artırmak da azaltmakta önce o işi yapanların sonra da o işe önem veren kurumlarla ancak olur. Biz de ne yazık ki her ikisi de yermek dışında bir şey yapmıyor. Umarım bu tarz yazılarla biraz daha toparlayabiliriz bu mesleği…