Sosyal Medyada Sesini Duyurmak: Empatiyi Nasıl Kaybettik?
Sosyal medya, bireylerin kendilerini ifade edebileceği bir devrim alanı olarak başlasa da, zamanla kaotik bir şekilde herkesin aynı anda bağırdığı bir arenaya dönüştü. Bu platformlar, insan davranışlarını radikal bir şekilde şekillendirirken empatiyi de giderek hayatımızdan uzaklaştırıyor. Peki, sosyal medyanın bu etkisini neye borçluyuz ve buradan çıkış yolu var mı?
Bağırışçı Platformlar: Duyulma Yarışı
Geleneksel iletişim, birinin konuştuğu diğerinin ise dinlediği bir dengeye dayanır. Ancak sosyal medyada bu denge tamamen bozulmuştur. Herkesin aynı anda konuşmak istediği bir ortamda bireylerin dikkat çekme çabaları, empatiyi ikinci plana iter. Kendi fikirlerini duyurmak isteyen bireyler, bunu başkalarını dinlemeden ya da anlamaya çalışmadan yapar.
Bu durumu Hakan Günday şu sözlerle açıklar: “Sosyal medyanın adı, anonim medya olmalıydı. Normalde iletişim sen konuşurken benim susup, dinlememdir. Sosyal medya ise herkesin aynı anda konuşmasına dayalıdır. Herkesin bağırdığı bir yerde senin de sesin bir yere kadar çıkar. Sesini desibeli yükselterek duyuramayacağın için, fikirde radikalleşerek duyurursun.”
Bu kaotik çaba, bireylerin daha sert ve aşırı fikirler dile getirmesine neden oluyor. Duyulmak için seslerini radikalleştiren insanlar, aslında empatiyi tamamen kaybediyor.

Anonimlik ve Ön Kameranın Cazibesi
Sosyal medyanın anonim yapısı, kullanıcıları daha çok ifade edebilecekleri bir alan sunuyor gibi görünse de, bu ifade özgürlüğü empatiyi zedeliyor. Anonim bir ortamda insanlar, karşısındaki kişiyi bir birey olarak görmek yerine bir hedef ya da fikir olarak algılıyor. Bu durum, tartışmaların daha da sertleşmesine neden oluyor.
Diğer yandan, ön kameranın sunduğu sahne etkisi, bireylerde kendilerini görünür kılma çabasını körüklüyor. Bu durum, samimi bir iletişimden çok, gösteri ve onaylanma ihtiyacını ortaya çıkarıyor.
Empatiyi Nasıl Geri Kazanabiliriz?
Her ne kadar sosyal medya empatiyi zedelese de, bu kaybı geri kazanmak mümkün. Bunun için hem bireysel hem de toplumsal farkındalık yaratmamız gerekiyor:
- Dinleme Sanatına Yeniden Dönüş: Sosyal medya yorumlarından önce karşıdaki kişiyi anlamaya çalışmak, tartışmanın özünü oluşturur.
- Pozitif Diyaloglar: Radikal çıkışlar yerine yapıcı çözümler sunmak.
- Anonimlikten Kaçınma: Gerçek kimliklerle şeffaf bir şekilde etkileşim kurmak.
- Dijital Detoks: Sosyal medyadan uzaklaşıp, yüz yüze iletişime odaklanmak.