10th Aralık, 2014 | by Ozan İlginoğlu

Sosyal medya birini nasıl öldürür?

Bilimsel çalışmaları millet olarak pek sevmeyiz. Duygularımıza güvenmeyi daha çok seviyoruz. Severiz diyorum bu genetik durum hepimizde ama çok, ama az bulunuyor.

Kişisel gözlemlerimle son 5 yıldır özellikle kazalarda (trafik, yaya, dikkatsizlik vb.) artış olduğunu görüyorum. Ama bizim İçişleri Bakanlığımız üstüne vazife olmayan şeylerle ilgilenip, ilgilendirenleri bir başkasına havale ettiği için tüm trafik kazalarını “alkole” bağlıyoruz. Onu bile içgüdüsel olarak tahmin ediyoruz.

Gelelim “sosyal medya” öldürür tezinin bilimsel bir çalışma ile taçlandığı İspanya’ya!

İspanya İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan bir araştırmada, ülkede geçen yıl meydana gelen 85 bin 519 trafik kazasının 34 bininin çoğunluğunun direksiyonda sosyal medyada haberleşme nedeniyle olmak üzere aşırı dikkatsizlik sonucu gerçekleştiği ortaya çıkmış. Bakanlık bu tür kazaların yüzde 52’sinin ölümle sonuçlandığına dikkat çekerken gençlerin araç kullanırken Whatsapp, Twitter ve Facebook gibi sosyal iletişim araçlarından uzak durmasını istemiş. Sosyal medyada haberleşme sonucu trafikte hayatını kaybeden İspanyolların yaş ortalamasının 34 altı olduğuna da işaret edilen araştırmada ani bir kazanın meydana gelmesi için 5 saniyelik dikkatsizliğin yeterli olduğu söylenmiş.
Bakanlık tarihinde ilk defa sosyal medya kazaları için “Bazen yüzde 99 dikkat bile yetmeyebilir” başlıklı özel spot reklamlar hazırlayarak bunları görsel ve yazılı medyada yayınlamaya başlamış. Sosyal medyayı yoğun şekilde kullanan gençler ise ‘#stopchatear’, başlığı altında örgütlenerek direksiyon başında telefonunu kapatarak mesajlaşmaya hayır demiş. (Kaynak:DHA)

Bırakın sosyal medyanın öldürüp, öldürmediğini anlamayı; trafik kazalarının sebeplerini içeren bir çalışmanın yapıldığını bile sanmıyorum. Oysa ki İspanya örneğinden yola çıkarsak bize de iyi kötü bir ışık olacaktır.

Özellikle genç nüfusumuzun yüksek olması, sosyal medya kullanıcısının her geçen gün artarak devam etmesi ölümlü kazaları artırıyordur. Bu konuda neredeyse şüphe götürmez bir gerçeğinde önümüze serilmesi sağlanıyor.

Bu durumda başlıkta ki mütevazı başlığımız ile ortaya attığımız tezimiz deneme yanılma yöntemiyle ispatlanmış oluyor. Allah bilimsel çalışmaları da görmeyi nasip etsin ne diyelim!