Medya

13th Temmuz, 2015 | by Ozan İlginoğlu

0

İnsan kendinin ne kadar magazin muhabiridir!

Karen-Gillans-new-US-sitcom-called-SelfieTelevole programları bundan neredeyse tam 20 yıl önce hayatımıza girmişti. Hatırlayın yıl 1995 TV’lerde futbolcu günlük hayatlarını anlatan programlar başladığında bir döneme damgasını vuracağını kimse tahmin etmiyordu. Futbol bizim halkımız için çok önemli ama yeşil sahalarda 90 dakika gördüğümüz bu adamların günlük hayatlarını da merak ediyorduk. Aktüel haberler hayatımıza hızlıca sızdı. Zaten programın içindeki “vole” kelimesi gerçeğin ta kendisiydi! Ama parlak TV kanallarımız bu yaratıcı programa cevap vermeliydi.

Nasıl mı?

Biz neden spor dünyasına sıkışıyorduk ki kocaman bir magazin devranı vardı. İşte herkesin aklında canlanan magazin dünyasının dibine vuran programlar böyle merhaba dedi.Bazı kelimeleri de beraberinde gündelik hayatımıza taşıdı. “Şok, şok,şok”, “Çekmeyin kardeşim”, “Biz sadece arkadaşız”…

Bu girişi yapmamın nedeni magazin dünyasında muhabirlik yapmış bir çok insan bilir. Yakaladık denilen haberlerin çoğu önceden planlıdır, çekmeyin diyorsa biri alsında çekindir, biz arkadaşızı 10 kere söylüyorsa sevgiliyiz demektir. Gerçek magazin haberleri yok muydu, tabiki de vardı. O haberler için sabahlara kadar sokaklarda muhabirler pusu kurar ertesi güne çalıştığı kuruma bir kare görüntü götürebilmek için uykusuz kalırdı. O devirler biteli çok oldu.

Neden mi?

Hayatımıza 7-8 yıl önce sosyal medya (dijital medya) girdi de ondan. Artık ünlü olmak isteyenler Facebook, Twitter, Instagram hesaplarından muhabirlerin çekemeyeceği fotoğrafları çekiyorlar ve anında yayınlıyorlar. Eskiden bir arkadaşına çektirmek için emek harcayan ünlü adayları “selfie” modası ile kendilerinin fotoğrafçısı oldular. Hatta kendisinin çekmediği fotoğraflar yayınlandığında burnum büyük çıkmış, gözüm şaşı vb. yorumlarını yapıyordu. Bugün öyle mi filtre programlar sayesinde belini inceltip, sivilcesini yok edebiliyor. Ve anında kendi medyası üzerinden yayınlıyor.

Basılı medyaya ulaşmadan bu görüntüler dakikalar içerisinde internet siteleri üzerinden “inanılmaz değişim”, “eskinin küçük yıldızı bugünün patronu oldu”, “tanıyamayacaksınız” gibi klişe başlıklar ile sosyal medya hesaplarımızın önüne düşüyor. Bu durumda artık herkes kendinin magazin muhabiridir tezim doğrulanmış oluyor.

Magazin

Sen ne çekip, yayınlıyorsan biz sosyal medya takipçileri onu görüyoruz. Yeni sevgilin ile ilk karenizi, ilk öpüşmenizi, ilk arabanı sen çekiyorsun ve bize sunuyorsun. Hal böyleyken bir şarkıcının “Gezi Olayları”na katılıp, “Saray”dan fotoğrafını paylaşması sonrası yaşanacakları tahmin edememe lüksü var mıdır!

Yoktur, sadece kendinden söz ettirme ihtiyacı vardır. 10 yıl önce magazin müdürleri attıkları başlık, yazdıkları ile gazeteyi şekillendirir, manşetleri belirlerdi. Bugün magazine konu olan kişi kendi sınırlarını belirliyor. Başlığı, haberini hatta fotoğrafını bile kendi ayarlıyor. Self servis gıdadan sonra medya dünyasına da çoktan girdi.

Artık birilerinin sağa sola çıkıp magazincilere dert yanması saçma, çünkü elindeki telefon senin muhabirin. Ona bir şey çektirmeden önce, onunla bir şey yazmadan önce iki defa düşünmelisin. Yoksa ahlar ve vahlar ile ben nerede yanlış yapıyordum dersin durursun…

 

Yeni yazıları ilk sen okumak istersen aşağıya e-posta adresini yazman yeterli.

Facebook Yorumu

yorum

Tags: , , , , , ,


Yazar Hakkında



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

Back to Top ↑

WP to LinkedIn Auto Publish Powered By : XYZScripts.com