Reçelci Rena, iyi bir pazarlama uzmanı mıdır?
Yunan adalarıyla ilgili internet aleminde neredeyse binlerce yazı var. Ama benim değinmek istediğim konu biraz daha farklı. Reçelci Rena üzerinden yola çıkıp pazarlanamayan hiçbir şey yoktur, pazarlayamayanlar vardır tezine bağlayacağım konuyu. Bodrum, Çeşme turizm konusunda kan ağlarken bu küçük adalar nasıl oluyor da her sene daha fazla turist çekiyor. Tüm mevzu “ucuz” olmada mı yatıyor!
Eğer öyle olsaydı burnumuzun dibinde keşfedilmeyi bekleyen; ucuz, temiz nice sahil şehri varken, tercih edilmeleri nedendir?
Aslında soruyu sorarken sizi yönlendirmekte istemiyorum.
O zaman bu yazıya ismini veren Reçelci Rena‘yı anlatarak işe başlamak istiyorum.
Ege’de Sonsöz internet sitesinde yapılan haberin son cümlesi Yunanistan turizminin başarısını bence özetliyor. “Sıcak atmosferiyle, ziyaretçileri sarmalayan mağazadaki fiyatlar da oldukça makul…”
Ve Rena Korakis, Türkiye ve İzmir’e ayrı bir sevgi beslediğini söylerken , ‘‘İzmir benim vazgeçilmezim vatanım’’ diyerek bu duygusunu dile getiriyor.
Sıcak atmosfer ve uygun fiyatlar…
Rena tüketicisini doğru tanıyor. Ayrıca reçel dükkanına girdiğinizde siz İngilizce kıvranırken Rena Türkçe hal hatır sorgu sonrası “Nasıl yardımcı olabilirim” diye soruyor. Siz de o sıcak karşılama sonrası 1 kavanoz sakız reçeli alıp çıkmak yerine 3 kavanoz alıyorsunuz. Bir de bizim fahiş fiyatlar karşısında ezilen reçel kavanozlarını görünce tüm akrabalarınız gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçip gidiyor. Her birine bir şey almak birden boynunuzun borcu oluyor!
Bugün profesyonel pazarlama dilinde yapılanı Rena bireysel olarak yapıyor. Önce pazarını belirlemiş, sonra tüketicisini tanımış ve en sonunda da müşteri ilişkilerini yürütüyor. Aslında bu yapılan sadece ona has bir şey değil. Tüm adadaki işletmelerin neredeyse çoğu aynı şeyi yapıyor. Bunu profesyonel birilerinin desteği ile mi yoksa amatörce mi bilmeyerek yapıyorlar o konuda bilgim yok. Ama sonuç başarılı oluyor ki tüm yazılara bir şekilde konu oluyorlar.
İşi özetlemek gerekirse bizim turizmimiz ne acı ki çok profesyonel yapılmaya çalışıldığı ve yapılamadığı için kaybediyor. Niyetimiz gayet iyi ama sonuç kötü. Profesyonellik her zaman pirim sağlayan bir şey değil. Bazen amatörce görünmek, amatörceyi planlı yapmak kazandırır. Biz Türklerin gönlünü bu adalar böyle kazanıyor. Üzerine ucuzlukta eklenince her sene turist sayısı giderek artıyor.
Büyük bir yanlışlık ve aksilik olmazsa seneye bu sayı 50.000’leri bulacaktır… Demek ki daha çok öğreneceğimiz şey var.
Not: Bu yazıya konu olan Reçelci Rena ile uzaktan yakından bir bağlantım bulunmamaktadır 🙂 🙂